Erkan Baş: Ülkeyi Yağma Hasan’ın böreğine çevirdiler

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM’de bugün partisi adına gündemi değerlendirdi.

“ÜLKEYİ YAĞMA HASAN’IN BÖREĞİNE ÇEVİRDİLER”

Halkın vergilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lüks hayatının sürmesi için kullanıldığını aktaran Baş, açıklamasında şunları söyledi:

* Cumhurbaşkanlığına ait binaların bakımı için 2022 yılı sonrasında 61 milyon 200 bin lira harcanacak. Artık tamamen gerçeklikten kopmuş, sadece kendi iktidarının hayalleriyle yaşayan biri var karşımızda.

* Resmen ülkenin vergisi, yurttaşın emeği Cumhurbaşkanının lüks hayatı durmasın, yazlık saray, kışlık saray gezebilsin diye sömürülüyor. Bu ülkenin, bu ekonominin belini doğrultmasının ilk adımı, bu israfçı, tamamen zararlı, parazit aileye elveda demesidir.

* Sülale devrini bitirip, faturalarımıza, market alışverişimize, hayatımıza derin bir nefes aldırmalıyız. Bu sülaleyi doyurmak dışında bir derdi olmayanlar ülkeyi Yağma Hasan’ın böreğine çevirdi.

“İKTİDAR ÜLKEYİ BİT PAZARINA DÖNDÜRDÜ”

* Gazetelerde çıkan haberlere göre BAE Yatırım Fonu Başkanı Türkiye hakkında şunları söyledi: ‘Eğer uzun vadeli planlarınız varsa, (Türkiye’den bir şeyler satın almak için) müthiş bir fırsat’.

* Al-Suwaidi isimli Başkan Türkiye Varlık Fonu ile şimdiden birkaç “fırsat” için masada olduklarını da belirtti. Türkiye’nin yatırım yapmak açısından için hala fırsatlara sahip olduğunu söylemiş!

* Türkiye Varlık Fonu üzerinden kendi açtıkları ekonomik yarayı kullanarak iktidarlarını biraz daha olsun sürdürebilmek için, ülkenin elde kalmış son kamu kaynaklarını aile malıymış gibi yabancı zenginlere peşkeş çekiyorlar. Hepimizin, kamunun, toplumun, bu ülkenin yararlanması gereken işletme ve hizmetleri kar hırsıyla haraç mezat satıyorlar.

* Haberde yabancı yatırımcı bile bizim ülkemizin üretiminin, kaynaklarının kelepir olduğunu söylüyor, adeta bu toplumun kazıklamasını övünç meselesi haline getiriyor.

* Bu ülkeyi bu noktaya getiren, ülkeyi bit pazarına çeviren bu sülale iktidarıdır, bu Saray Rejimi’dir. Onların bilinçli kötü yönetimi ve bitmeyen açgözlülüğü ülkeyi yıkımın eşiğine getirdi. Artık AKP bir ekonomi sorunudur.

“SARAYDAKİ SÜLALE DOYMUYOR, FATURALAR ŞİŞİYOR”

* Türkiye her geçen gün bu iktidarın elinde bitme noktasına gidiyor. Türkiye’nin bütçe dengesi 2021 yılında 192,2 milyar TL açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bütçe gelirlerinin 2021’de, önceki yıla kıyasla arttığıyla övünüyor. Ama bir avuç para babasını doyuramadığımız için her geçen gün yoksullaşan bu ülkenin halkı bunun faturasını ödemek zorunda kalıyor.

* Saraydaki sülaleyi ve bir avuç yandaşı doyuramadığımız için vatandaşın payına düşen şey faturaların artması oluyor. Sayısız örneğini bu hafta yurttaşlarımız bize ulaştırdı.

* Türkiye’nin her yerinden; evlerden, küçük işletmelerde kış mevsiminde geçen yıl ortalama 1000 lira fatura ödeyen vatandaş, bugün 3 bin liraya kadar fatura öder durumda. Sosyal medyada faturalara isyan eden vatandaşlarla doldu. İktidar ve yandaşları bunu görmezden geliyor.

* Halkın zorunlu olarak kullandığı elektrik, su ve doğalgazın bir avuç para babasını zengin etmek için özelleştirme yoluyla ve kötü ekonomi yönetiminin faturasını halka çıkarmak için sürekli olarak şişirilmesi artık vatandaşın sabredemeyeceği bir noktaya gelmiş durumda.

* Şirketlerin cebini doldurmak bizim işimiz değil. İnsanlar, bir ay boyunca insanlık dışı koşullarda çalışarak, 3-5 kuruş maaş alıp, bu parayı patronlar daha da zenginleşsin diye ya da birileri Sarayda keyif çatsın diye artan faturalarla karşılamayacaklar.

“ÇÖZÜM İÇİN KANUN TEKLİFİMİZ GÜNDEME ALINSIN”

* Çözüm ise çok basit: bu hizmetler kar gözetmeyen, insanca yaşamı sağlayacak bir şekilde sağlanmalı. Elektrik, su, doğalgaz ve internet, günümüzde düzgün bir yaşam sürdürmenin vazgeçilmezidir.

* TİP olarak buradan muhalefet güçlerine çağrı yapıyoruz; sunduğumuz kanun teklifini gündeme alınması lazım. Özelleştirmeler geri alınmalı, halkın alınteri birtakım patronlara peşkeş çekilmekten vazgeçilecek, herkese ihtiyacı karşılığı kullanabileceği hizmetler sunulacak.

“HALKIN ÜZERİNE POLİS, JANDARMA, TARİKATLARI SALIYORLAR”

* Geçtiğimiz günlerde bir yurttaşımız AKP yöneticilerine derdini anlatmaya çalışıyor, “Hemen bunu takibe alın” diye suçlanıyor, provokatör ilan ediliyor. Vatandaş derdini söylemeye çalışıyor. Bu ülkeyi yönetiyorsanız, bu ülkenin ne durumda olduğunu da dinlemek zorundasınız. Vatandaşın sesini kısamayacaklar. Eğer vatandaşı sustururlarsa, biz vatandaşın sesini yükseltmeye devam edeceğiz.

* Ülkeyi yönetemiyorlar. Ülkeyi yönetemeyince halkın üzerine polisi, jandarmayı, adliyeleri salıyorlar. İnsanları korkutarak teslim almaya çalışıyorlar. Bunu başaramadıkları durumda bu sefer tarikatları, cemaatleri büyüterek insanları esir almaya çalışıyorlar. AKP her açıdan ülkeyi yıkıma doğru sürüklüyor.

* Bu iktidar döneminde halkı esir almak için en çok uygulanan yöntemlerden bir tanesi tarikat ve cemaatlerin önünün açılması, bunlara kamu kaynaklarının sunulmasıdır. Enes Kara, Antalya ve Ensar örneklerinde gördüğümüz gibi iktidar, bu tarikat ve cemaatlerin; ülkenin geleceğini tehdit eder bir noktaya gelmesinin önünü açıyor.

* TİP olarak bu tarikat ve cemaatlere karşı mücadeleyi devam ettireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’yi bu içine düşürüldüğü karanlıktan çekip kurtarmak için, bu gerici örgütlenmelere karşı her alanda mücadeleyi sürdüreceğimizi ve halkın dayanışmasını örgütleyeceğimizi paylaşmak istiyoruz.

“AKP BİR HALK SAĞLIĞI PROBLEMİDİR”

* AKP bu ülke için bir halk sağlığı problemidir. AKP Türkiyesi’nde insanlarımız umutsuzluğa sürüklenmektedir. AKP, politikalarıyla halk sağlığını tehdit etmektedir. TİP olarak, koronavirüse karşı nasıl mücadele ediyorsak; AKP’ye karşı da mücadeleyi büyütme çağrısı yapıyoruz.

DEMOKRASİ İTTİFAKI AÇIKLAMASI

* Halkı düzen sınırları içindeki tartışmalara mahkum etmeyen, yeni bir alternatif sunma ihtiyacına yanıt olması amacıyla sürdürülen faaliyetlerin bir aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Umuyorum önümüzdeki günlerde yeni bir ittifakın temellerini atacağız.

* Biz TİP olarak, ortak değerlendirmelere sahip olduğumuz tüm siyasi partiler, sendikalarla, meslek örgütleriyle; halkın sesinin en güçlü biçimde çıkması için seçimlerden önce başlayacak, seçimlerde sürecek ve seçimden sonra Türkiye’nin yeniden kuruluşuna katkı sunacak bir halk ittifakının, 3. ittifakın, demokrasi ittifakının oluşması için sorumlu davranacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir